18 Eylül 2009 Cuma



Küçük kız ağlayarak uyudu o gece. Yarın bayramdı. Ve arkadaşlarına gösterecek bir bayramlığı yoktu. Alamamıştı ki annesi. Gizli gizli ağlamıştı hep.Gözyaşlarını geceye biriktirmişti. Annesi üzülmemeliydi. Ya üzülüp de, o da babası gibi ölüverirse kim bakardı ona. Bu babasız geçireceği ikinci bayram olacaktı. Çocuk yüreğiyle, bayramlığı olmasıyla babasının hayatta olmasının kıyaslamasını yapıyordu."Keşke babam ölmeseydi. O olunca zaten bayramlığım olurdu" diyordu cüssesinden büyük mantığı.
Gece babasını gördü rüyasında. Rengarenk elbiseler almıştı ona. En çok istediği ayakkabıları geçirip ayağına, babasıyla kır-bayır koşturup durmuştu. Babası onu kucağına alıp sımsıkı sarılmıştı. Öpüvermişti yanaklarından hasretle.
Sabah annesi sevgiyle ama bir o kadar da çekinerek uyandırdı küçük, sevimli hassas kızını. Önceden yaptığı gibi "Bugün bayram kızım, haydi kalk bakalım" diyememişti ama sevgiyle bir öpücük kondurmuştu yanağına. Küçük kız uyandığında mutlulukla sarıldı annesinin boynuna. Annesi "az sonra bayramlığı olmadığını hatırlayacak ve o tatlı gülüş kaybolacak" diye endişe duydu bir an. Ama küçük kız kendinden beklenmeyen bir olgunlukla yüzündeki gülümsemeyi eksik etmeden şöyle dedi: "Bugün bayram anneciğim. Allah bana bu gece en güzel hediyeyi gönderdi. Babamı... Bayramlık alamadım diye de üzülme. Çünkü ben, babamın aldığı bayramlıklarımı bütün çocuklardan önce giydim."

1 yorum:

zeynepin sesi dedi ki...

çok güzelmiş yaa,çok duygulandım..ii bayramlar canım..